Volatilite nasıl alınıp satılır?

20.10.2014 - 14:50 | Son Güncelleme :

Piyasalarda son derece hareketli günler yaşıyoruz


<ımg class="yeniImg" border="0" hspace="10" vspace="5" src="http://i.bigpara.com/i/55big/yasin_demir_196x196.jpg" align="left">Piyasalarda son derece hareketli günler yaşıyoruz. Piyasa diliyle söylersek volatilite (oynaklık) yükseliyor.

Yasin Demir
İş Yatırım Hazine ve Portföy Yönetimi Müdürü

Böyle zamanlarda aşırı alım ya da satım bölgelerinden pozisyon almak yatırımcılara çok para kazandırabilir, ancak bazı teknik analiz metodlarıyla varlıkların önceki seviyeleriyle kıyaslayarak “aşırı” bulunan seviyeler çeşitli nedenlerle kısa süre içinde normal seviyelere dönüşebilir. Finans piyasalarının dinamizmi, konvansiyonel bir yatırım aracının değişik yollarla ve çoğunlukla da kaldıraç da eklenerek türetilmiş yeni araçlarla alım satımını mümkün kıldıktan sonra, bu türetilmiş araçlardan da daha yeni araçlar “türetmeye” devam etti. Küçük yatırımcıya çok tanıdık ifadeler olmasa da, piyasalarda artık volatilite alınıp satılıyor, dahası korelasyon alınıp satılıyor.

Bu türevler kavram olarak çok karışık olmasa da, aritmetiği gayet karışık araçlar ve yatırımcıların hızlı bir şekilde adapte olması kolay değil. Ancak birkaç temel kavramı öğrendikten sonra pozisyon alırken ya da piyasayı yorumlarken başvurulmasında fayda var. Aslında yaşanan (tarihi) volatilitenin düşük/yüksek olması ya da beklenen volatilitenin artış/azalış göstermesine yönelik daha alışık olduğumuz ifadeleri günlük hayatta kullanıyoruz. Endeksin bir kanalda hareket etmesi, sıkışması, yeni dipler ya da tepeler yapması gibi kavramlar bir yandan da volatilitenin seyri hakkında fikir veriyor.

Bir sonraki adım ise piyasada oluşması beklenen volatiliteyi tahmin etmek ve buna göre pozisyon almak; piyasada oluşacak volatiliteyi tahmin etmek aslında piyasanın yönünü tahmin etmekten daha kolay ya da çoğu zaman daha farklı bir şey değil. Ancak bazı durumlarda, piyasanın yönünden bağımsız olarak yaşanan volatilitenin artacağını tahmin edebiliriz. Böyle durumlarda piyasa riski almadan volatiliteye yatırım yapma imkanı olabilir. Örnek olarak; önümüzde bir siyasi seçim varsa ve sonuç alternatifleri çok farklı senaryolara götürüyorsa, seçim sonrasında piyasalarda daha yüksek bir volatilite beklenebilir. Ya da bir merkez bankası kritik bir faiz kararı öncesinde fazla renk vermiyorsa, kararın ardından dalgalanma olacaktır. Bu işe kalkışmadan önce yaşanan ve beklenen volatilite kavramlarını iyi anlamak gerekiyor. Yaşanan volatilite, bugünden geriye dönük fiyat hareketlerinden hesaplanan ve bunu gösteren volatilite iken beklenen volatilite bugünden ileriye oluşacak fiyat hareketlerinden hesaplanacak rakamdır. Piyasada hızlı bir hareket olduğunda yaşanan volatilite artar; bu ileri dönük volatilitenin de artacağına dair bir işarettir bu arada varant/opsiyon fiyatlamaları da buna göre güncellenir. Dolayısıyla böyle sert hareketlerin ardından volatiliteye yatırım yaparken piyasanın nasıl bir beklenti içinde olduğuna dikkat etmek gerekir. Piyasada beklenmesi gereken volatiliteyi tahmine yönelik hesaplar çok sayıda akademik çalışmanın konusu olmuştur ve başta stokastik olmak üzere derin bir istatistik ve matematik bilgisi gerektirir, ama daha basit olarak ilgili varlıktaki tarihi volatilite değerleri ve o anki volatilite beklentisini karşılaştırmak, bu beklentinin yükselip yükselmediğine dair net fikir verebilir.

Diyelim ki yatırımcı önümüzdeki dönemde volatilitenin piyasanın beklediğinden daha yüksek olacağını düşünüyor; bunu pozisyona ve kara nasıl çevirecek ? İlk akla gelen volatilite endeksi VIX; bu endeks üzerine olan vadeli işlem sözleşmelerini alıp satarak volatiliteye yatırım yapılabilinir. Ancak gerek bu endeksin bizim piyasamıza değil Chicago Opsiyon Borsası’na yönelik olması, gerekse işlem yapma zorlukları bu işi zorlaştırır.

Bu noktada en mantıklı çözüm piyasadaki volatilite ürünleri olan varantlar ve opsiyonlar olur. Varantlar ile volatilitenin artacağına yönelik pozisyon almak, hangi piyasada ya da varlıkta hareketlenme bekleniyorsa o varantı seçme imkanı olduğu için daha büyük esneklik getirir. Mevcut durumda BIST30 endeksi, pay senetleri, ABD Doları/Türk Lirası kuru ya da altın üzerine pozisyon alınabilinir. Bunu yapmanın iki yolundan biri; çanak dediğimiz opsiyon stratejileridir. Yatırımcı; kullanım fiyatı spot fiyata yakın olan alım ve satım varantları alarak piyasanın iki yönden birine sert bir hareket yapması halinde kara geçmeyi deneyebilir. Kullanım fiyatı spot fiyata yakın varantlar daha pahalı olacağı için, stratejiyi ucuzlatmak için kullanım fiyatı biraz daha uzakta olan daha ucuz varantlarla, daha geniş bir çanak oluşturulabilinir.

Diğer metod daha ince hesaplar ve anlık aksiyonlar gerektireceği için küçük yatırımcı için uygun olmayabilir, delta korunma dediğimiz metod ile varantta bir pozisyon aldıktan sonra, bunun yarattığı risk kadar dayanak varlıkta ters işlem yapılarak piyasa riski sıfırlanır. (Örneğin bir endeks alım varantı alıp, delta kadar endeks kontratı satılırsa endeks pozisyonu nötrlenir ve geriye volatilite pozisyonu kalır.) Bu metodun küçük yatırımcı için uygun olmamasının nedeni piyasa değiştikçe deltayı yeniden hesaplamak ve nötrlemek için işlem yapma gerekliliğidir.

Volatilite alıp satmak çok kolay bir iş değildir ancak bu olgu piyasayı etkileyen faktörler arasına girmiştir. Bu evrende neler olup bittiğini anlamadan kısa ve orta vadeli trendleri analiz etmek çok kolay olmayacaktır. Yatırımcıların spot piyasalarda işlem yaparken de bu konuyu dikkate almaları gerekir.

 

Hisse Başarıyla eklendi